UZAKLAR, YAKIN OLSA!

6 Temmuz 2015 Pazartesi



Her şey geçmişte mi kaldı?
Ya da baştan beri böyle miydi, biz mi göremiyorduk?
Ne bileyim...
Sanki hatıraların acısını da tatlısını da ayıramaz olduk.
Büyük küçük ayırt edemez mi olduk ya da sevgi ile saygıyı ayıramaz mı olduk?
Bilemiyorum.

Cahillik midir mutluluk, yoksa bilgelik mi? Hangisi acıyı derin yaşayıp hangisi mutluluğu havada kapar?
Zihnimde o kadar soru işareti var ki, yeri geliyor ağzıma bir bant yapıştırmak zorunda kalıyorum.
Zihnimin kapılarını aralamak o denli büyük iş ki...
Gitmek istedim uzaklara, ve hala da istiyorum. Sevebileceğim uzaklar olsun istiyorum.
Dil lâl olmuş iken, gözler bülbül olsun istiyorum.

Uzak diyarların herhangi bir vadisinde gün batımını izlemek istiyorum. Güneş bana veda ederken, çimenlere uzanıp bencilce oksijeni sömürmek istiyorum.
Zihnim ve kalbimin çokça havaya, çokça merhamete ihtiyacı var.
Çokça hava, çokça merhamet…

İsmet Özel'in bir dizesi düşer hatrıma sık sık;

"Ben atlara ve uzaklara hayrandım"


Öyle ya, uzaklar...
Uzaklar çekiyor içim, uzaklara aşeriyorum.
Şairler ne güzel adamlar vesselam!


Beyza S.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder