GECEYE

6 Temmuz 2015 Pazartesi

Gecenin buz gibi kollarına bırakıyorum kendimi.
Üşüyorum. Üşümek neden aşkı hatırlatıyor bana.
Unutuyorum. Tüm kırgınlıklarımı, hırçın yalnızlıklarımı, kasvetli suskunluklarımı. Aşkı hatırlıyorum. Gecenin içinde aşk. Gece beni sardıkça aşkın kollarındayım.
Güven dolu serin hava. Mutlu oksijen. Sonsuz gökyüzü. Üçünün arasındayım. Unutuluşta, yok oluştayım.

Üşüyorum.

Gecekondular, tren garları, ıssız otoyollar, korkunç ormanlar, son model arabalar, hiç tanımayacağım insanlar benle üşüyor. Sen üşümüyorsun. Yalnızlığımla üşüyorum.
Sonu gelmeyecek yarınlara kadar sana açtığımı sandığım kollarım başıboş. Gece sahiplendi onları da. Koynumda kucak dolusu karanlıklar…
Uzun zamandır, karanlıktayım.


Gözlerim ay ışığıyla dolu. Bariz ışık yok artık hayatımda. Güneşim yok. Güneş nefret ve acıyla dolu, katlanamıyor gözlerim. Ay, gece ve ben varım. Gece oldukça ben varım. Her sessizlikte, her suskunlukta ben varım.

Bir yok oluşla girdim geceye. Bir aşkın sonunda. Hırsla öfkeyle, acıyla, hüsranla. Şimdi ona aşığım. Gece elimi avucumu dolduran, beni kendimle tanıştıran, yalnızlığımla barıştıran, sana nefretimi unutturan, masal tadında aşk öyküsünü her gün kulağıma fısıldayan bir kahraman. Gece, kimse kim. Her gün yanıma uğrayan sadık, fedakar, düşünceli dost.

Üşümeyi, yağmuru, çatıyı, gökyüzünü, dünyayı ve seni sevdiren, bazen avutmak için pembe yalanlar uyduran, dünyada beni sarhoş etmesine izin vereceğim tek içkim. Hayatı unutturan, umursamamayı öğreten, başımı döndüren uyuşturucum.

Gece varsa sen varsın ve gece varsa ben varım. Ben geceyi keşfettim, onunla yaşıyorum. Gece içimde ölmeyecek ben onun içinde öleceğim.


Merve Ş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder