ÇALINTI İHBARI

20 Ağustos 2015 Perşembe

Gitmek.
Kaçmak.
Kalmak.
Savaşmak.
Hangisi?
Bilmiyorum.
Peki çocukluğum?
Göremiyorum.
Kör oldum.
Çalınmış bir şeylerim var.
Gözlerimi çaldılar. Kör oldum.
Ruhumu çaldılar. Kayboldum.
Kalan olmamak için, giden oldum.
Korkak oldum.

Çocukken, belki şimdi bile, hep bir gitme arzusu vardı bende.
Boyundan büyük bavula sahip insanları kıskanırdım.
Çocukken daha istasyonu dahi görmemişken bir trene atlayıp kaçma arzum vardı. Daha tren nedir bilmemişken!
Kaçmak mıydı asıl mesele gitmek mi, meçhul.
Zihnime ve kalbime ağır gelen şeylerden daima kaçmıştım sanırım.
Şimdilerde de firar etmek istemiyorum değil.
İçimi nahoş kılan bir serinlik eşliğinde boyumdan büyük bir bavul ile atlamak istiyorum o gürültüsüne tahammül edemediğim trene.
Çocukluk hayalleri mi bu, sanmıyorum.
Bir kafesin içine sıkıştırılmış kafatasından başka ne olabilir.

Gitmek en büyük tutkudur bazıları için, en arzulusundan.
Bilhassa kalacak gücü olmayan bitap ve biçare yürekler için...


Beyza S.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder